870 yıllık Eğri Minare 3 büyük depremde sağlam kalmış.
Elazığ’ın 5 bin yıllık Harput Mahallesi’nde bulunan Ulu Cami ve minaresi, Harput Hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından 1156 yılında yaptırılmıştır. Zamanla eğilen minare, Harput’un simgesi haline gelmiştir. 3,5 ila 7 derecelik açı farkı ile Eğik Kule’den daha eğimli olduğu tescillenen 870 yıllık Eğri Minare, 2020 yılında bilinmeyenlere ek olarak Elazığ’da 6,8 ve 7,7 ve 7,7 büyüklüğündeki sarsıntılardan kurtulmayı başardı. Kahramanmaraş’ta 7.6 büyüklüğünde. . Tek bir taşın bile düşmediği minare görenleri hayrete düşürüyor.
Yüzyıllara dayanan nitelikli işler
Minarenin direncini 3 elemente bağlayan Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Güzel Sanatlar Bölüm Başkanı Prof. , yalnız değil, çünkü o sırada Harput doğal kütle üzerindeydi.
Sağlam bir zemin, malzeme, maksimum boy oranı ve esneme olduğu zaman yapıların çökmediğini vurgulayan Aytaç, şöyle konuştu: “Bunlar zamanında yapılmasaydı tarihi eserlerde günümüze kadar gelemezdi”söz konusu.
“3 büyük deprem atlattı”
Harput Ulu Camii’nin MS 1156 yılında Fahreddin Karaaslan tarafından yaptırıldığını belirten Prof. Dr. İsmail Aytaç,
Yaklaşık 870 yıllık bir yapıdır. Şu ana kadar küçük onarımlar gördü. Minaresinde 3,5 ile 7 derecelik açı farkı vardır. Ülkemiz deprem kuşağı olup Elazığ fay hatlarına çok yakındır. Geçen yüzyılda bile 6 sarsıntıdan 10’undan fazlasını yaşadık. Bu minare 2020’deki 6.8 büyüklüğündeki depremde yıkılmadı. Geçen ay yaşanan iki büyük deprem ve bunların artçıları da yeniden yıkımdan bahsetmedi. Birkaç yıl önce Vakıflar Bölge Müdürlüğü minarede estetik onarımlar yaptı. Statikte herhangi bir onarım yapılmadı. Ancak bire bir kurumun 5-6 yıl önce rüzgar ve trendi, zaman içindeki açılımları gözlemlemek için 2 yıl boyunca araştırma yaptığını biliyoruz. Orada da rastgele açılma olmadığı gözlemlendi.
dedi.
“Hafif rüzgarda bile bir esneme hissedebiliyoruz”
Aytaç, son depremleri de göz önünde bulundurarak, direncini birkaç faktöre bağladıklarını söyledi.
Harput doğal bir kütle üzerinde olduğu için yapı tek başına değil, tüm kayaları ve kaidesi ile birlikte hareket etmektedir. Horasan harcının kullanılması ve üçüncüsü yapıda esneme katsayısının bulunmasıdır. İçerideki merdivenleri çıktığımızda hafif rüzgarda bile bir esneme hissedebiliyoruz. Bu esnemelerle birlikte kırılmaların önüne geçmeyi düşünüyoruz. Sonuç olarak sağlam zemin, donanım, genişlik-boy oranı ve germe olduğu zaman yapıların çökmemesi gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Bunlar zamanında yapılmasaydı tarihi eserler günümüze gelemezdi.
dedi.
“3,5’ten 7’ye açı değişikliğine rağmen hala ayakta olması biraz şaşırtıcı”
Aytaç,
Türkiye’deki birçok minare, kapladıkları yükseklik açısından çok dikkat edilir. Bunlardan en önemlilerinden biri de Dünya Kült Miras Listesi’nde yer alan Edirne Selimiye Camii ve minareleridir. Harput Ulu Camii gibi Selçuklu Dönemi’nde yapılmış, kıvrımları ve açıları değişmiş birkaç minaremiz daha var. Bu açının birçok nedenden dolayı zamanla oluştuğunu tahmin ediyoruz. Eğik Kule’nin ortalama 3,5 derecelik eğriliği dikkate alındığında zemin çökmesi yaşandı. Minarenin en az 3.5’e 7’ye ortadaki sancılı değişikliğe rağmen hala ayakta olması biraz şaşırtıcı. Bunu malzemenin sağlamlığına ve yapı ile zeminin hareketine bağlıyoruz.
ifadelerini kullandı.
“Horasan harcı zamanla sertleşir, salınımı engeller”
Aytaç, Horasan harcı hakkında da bilgi verdi.
Yanmış kirecin içine kum ve çakıl dışında kiremit tozu veya tuğla tozu ilave edilerek elde edilir. Kum ve çakıldaki tuzu ölçülü olarak emdiği için salınımı engeller ve birlikte hareket etmelerini sağlar. Diğer bir özelliği ise zamanla sertleşmesidir. Zamanla tuzu emdiği için daha da sağlam hale gelir. Günümüze ulaşan tarihi eserlerin çoğunun ham maddesi tuğla veya taş olabilir. Harcı Horasan harcından yapılmıştır. Mimar Sinan’ın yaptığı bazı binalardaki harçlar incelendiğinde Horasan harcına soğan kabuğu ve süt ilave edildiği görülmüştür. Bu, o harcın özelliklerini güçlendirir.
açıklamalar yaptı